İçeriğe geç

Okyanusa kar yağar mı ?

Okyanusa Kar Yağar mı?

Bir gecede kaybolan umutlar, bir hayatı değiştirebilir mi?

Bir Anlık Düşünce

Kayseri’nin o keskin kış gecelerinden birindeydim. Sokak lambalarının sararmış ışıkları, karla kaplanmış caddeleri aydınlatırken, aklımda tek bir düşünce vardı: “Okyanusa kar yağar mı?” Hiç sormamıştım böyle bir şeyi kendime, ama o gece, o sorunun başka bir anlamı olduğunu fark ettim. Hayatımda sormadığım çok şey vardı; karla örten sokaklar, beklediğimden farklı bir şekilde kararmaya başlamıştı. O kadar hızlı geçmişti ki zaman, şimdi neyi beklediğimi bile unuttum.

Öylesine gündelik bir soruydu; “Okyanusa kar yağar mı?” Ama tam da o an, o kadar büyük bir yer kapladı ki içimde. Kendi yaşadığım hayal kırıklıklarını düşündüm. Herkesin bana “Zamanla geçer” dediği, ama geçmeyen duyguları… Bir okyanus gibi, derin ama belirsiz. Ne zaman durduğumu, ne zaman akmaya başladığımı, hatta hiç akıp gitmediğimi fark etmedim. Sonra o an geldi; karı, okyanusa düşerken izledim.

Karın Buz Gibi Sessizliği

O akşam evde otururken, dışarıda karın yağıyor olmasını bir başka şekilde hissediyordum. Buz gibi bir sessizlik. Sadece karın sesi vardı. Yavaşça düşen her bir kar tanesi, benim içimde birikmiş bütün o kırık dökük duyguları hatırlatıyordu. “Okyanusa kar yağar mı?” diye sorarken, bunu bir tür küçük bir isyan gibi hissettim. Neden hayatta bazen istediğimiz şeylerin asla olmamasını kabul etmek zorundayız? Kimse kimseye “Okyanusların içine kar yağıyor” demiyor, ama ben bir yerde onu görmek istiyordum. Belki de hayatımın tam şu anında o kar yağışı benim için bir umut olmalıydı. Tıpkı büyük bir okyanusun üzerine düşen bir kar taneleri gibi. Ufak, ama bir o kadar da etkili.

Bir şeyin farkına varmaya başladım: Hayat, herkesin düşündüğü gibi düzgün gitmiyor. Herkesin “Okyanus”u farklı. Benim okyanusum ise derin bir sessizlikte kaybolmuş, hep bir şeylerin özlemiyle dolmuştu. Belki de kar bir mucizeydi, belki de bir şekilde kalbimde eksik kalan her şeyin anlamıydı.

Umut, Belki de Kar

O an, sormak istedim; “Okyanusa kar yağar mı?” diye. Yağmadığını biliyordum. Kar ve okyanus birbirinden çok uzaktı. Ama bir de düşündüm, belki bu sadece bir hayaldi. Hayaller bazen öylesine uzakta olabilir, bazen ise çok yakın. Zihnimde kar ve okyanus birbiriyle buluşmasa da, o an ikisini aynı anda içinde hissediyordum. Kalbimdeki eksiklik, okyanusun derinliğinden bir parça gibiydi. Karın düşüşü, içimdeki boşluğu en azından bir anlığına dondurmuş gibiydi. Belki de nehirlerin denize dökülme anı gibi bir şeydi; her şey bir araya geliyor, ama sonunda kayboluyordu.

Karın son bir kez daha düşmesini beklerken, birdenbire her şeyin anlamı değişti. Okyanusa kar yağmaz, ama yine de hayatta o kar tanelerinin nasıl düşeceğini bilmeden ilerlersin. Beklersin, belki de umutla. Çünkü kar tanelerinin sessizliği, bir şeyin doğuşu gibi.

Okyanus Hala Suskun

O an sonra hayatım biraz daha sessizleşti. Kayseri’nin soğuk gecesinde, odamda pencerenin kenarına oturmuş karı izlerken, hayatımda kalıp kalmayacağını bilmediğim o soruyu düşünmeye devam ettim: Okyanusa kar yağar mı? Okyanus, her zaman soğuk ve derin; değişim istemeyen bir yere benziyor. Ama belki de değişim dediğimiz şey, beklemekten fazlasıdır. Belki bazen, okyanus da kar tanelerini kabul edebilir. Ya da belki ben değişim için sadece biraz daha beklemeliyim.

Birkaç gün sonra, aynı sokak lambalarının altındaki karları bir kez daha izledim. Okyanus hala sessizdi, ama ben artık farklı bir şey hissediyordum. Belki de beklemek, karın düşüşünü görmek gibiydi. Bir gün, belki de bir gün, karlar okyanusa düşecekti. Ama o zaman kadar, karın ve okyanusun ortak sessizliğinde kalmak zorundaydım. Ve bu bana yetiyordu.

Sonuçta belki de, kar yağar ya da yağmaz. Ama hayat, kar taneleri gibi bir yer. Düşmekten korkma, belki de sonrasında bir okyanus olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino şişli escort
Sitemap
elexbet güncel girişbetexper bahis