Babasının İsteği Üzerine Hangi Okula Gitmiştir?
İnsan hayatı, geçmişte alınan kararların bir sonucu olarak şekillenir. Bu yazımda, babamın bana yön verdiği okul seçiminin, 5-10 yıl sonrasında gündelik hayatımı, işlerimi ve ilişkilerimi nasıl etkileyebileceğine dair düşüncelerimi paylaşacağım. Teknolojiye olan ilgim ve bu ilgi doğrultusunda aldığım kararlar, bana farklı bakış açıları kazandırdı. Ancak bazen, başkalarının istekleriyle şekillenen yolculuklar da insanın hayatını beklenmedik şekillerde dönüştürebilir.
Babamın Kararı, Benim Seçimim
Babasının isteği üzerine hangi okula gitmiştir? Bu, birçok gencin hayatında karşılaştığı bir sorudur. Gençken hepimiz ailemizin bize en iyi şekilde rehberlik etmesini isteriz, ancak bazen bu rehberlik, kendi isteklerimizle çatışabilir. Babam, beni mühendislik fakültesine göndermeyi kafasına koymuştu. “İleriye dönük garanti bir iş bulabilirsin,” derdi. O yıllarda ben de ne olursa olsun başarıya ulaşmak istiyordum ama bunun mühendislikle ya da başka bir alanda olmasının pek bir farkı yoktu gibi geliyordu. Ancak teknolojiye olan ilgim, zamanla mühendislik dünyasında daha da büyüdü.
Teknolojinin Hızla Gelişen Dünyasında Bir Yeri Olmak
Şu an 28 yaşındayım ve 5 yıl önce mühendislik fakültesine adım attığımda, gelecekte ne yapacağımı bilmediğimi düşünüyordum. O zamanlar bir şeyin farkına varmamıştım: teknoloji her şeyin etrafında dönüyor. Babamın isteği üzerine mühendislik okudum ama bu karar zamanla bana farklı kapılar açtı. Günümüz dünyasında teknoloji, hayatın her alanını etkiliyor. Gerçekten de babamın tavsiyesiyle gittiğim okul, bir nevi beni bu dünyaya hazırlamıştı. Ancak bu soruyu kendime sıkça soruyorum: Eğer babamın isteği olmasaydı, acaba başka bir okulu seçer miydim? Ve bu beni başka bir yolda mı götürürdü?
İş Hayatında Yönlendirilen Yolda Başarı mı, Yoksa Sınırlı Bir Potansiyel mi?
Teknolojiye olan ilgim arttıkça, iş dünyasında kendimi daha rahat hissetmeye başladım. Fakat 5-10 yıl sonrasında işler değişebilir. Babamın isteğiyle gittiğim mühendislik okulunun iş dünyasında bana sağladığı birçok avantaj vardı. Ancak şu soruyu da soruyorum: Eğer daha farklı bir bölüm seçseydim, belki de daha yaratıcı bir iş alanında çalışacaktım. Örneğin, dijital pazarlama ya da içerik üretimi gibi alanlarda daha farklı deneyimler kazanabilirdim. Bu durum beni geleceğe dair kaygılandırıyor. Ya teknoloji dünyası çok daha fazla yerleşik hale gelir ve ben bu yerleşikliğe ayak uyduramazsam? Ya da hep aynı kalıp içinde sıkışıp kalırsam?
Bunlar, geleceğe dair düşündüğüm kaygılardan sadece birkaçı. Ancak, bu kaygıların bile bana ilham verdiğini söyleyebilirim. Belki de o zamanlar babamın tavsiyesiyle gittiğim okul, şimdiki işimde bana rehberlik eden bir temel olmuştur.
İlişkilerde ve Gündelik Hayatta Değişim
Babamın isteği üzerine hangi okula gitmiş olmam, yalnızca iş hayatımı değil, gündelik yaşantımı da etkiledi. Okulda aldığım mühendislik eğitimi, insanlarla iletişimde bazen soğuk ve teknik bir yaklaşım sergilememi sağladı. Ancak zamanla, bu yaklaşımın bazı ilişkilerimde engel teşkil ettiğini fark ettim. O zamanlar tek amacım mühendislik eğitimi alıp başarıya ulaşmakken, bir süre sonra daha insani yönlerimi keşfetmeye başladım. Bu süreç bana şunu gösterdi: Bir okul, bir meslek seçimi hayatımızda belirleyici olsa da, insana değer katacak olan, kendisini de içinde bulduğu toplumda dengelemesi gereken bir olgu.
İleriye dönük, bu gibi ilişkisel değişikliklerin daha da netleşeceğini düşünüyorum. Yaşam tarzımda teknolojiyle ilgili gelişmeler oldukça, insanlar arası ilişkilerimin de daha teknolojik ve dijital bir temele dayalı olabileceğini tahmin ediyorum. Ama bu süreçte, insani bağların da her zaman önemli olduğunu unutmamalıyım.
Babamın Kararının Yansımaları: Gelecekteki Gözlemler
Babasının isteği üzerine hangi okula gitmiştir sorusuna şu anki gözlemlerimle bakınca, eğitim hayatımın beni her alanda şekillendirdiğini fark ediyorum. 5-10 yıl içinde, mühendislik eğitimi ve teknolojiye olan ilgim sayesinde daha yaratıcı ve inovatif bir iş gücüne sahip olabilir, iş hayatımda çok daha başarılı olabilirim. Ancak bu noktada bir kaygım da var: Teknoloji ilerledikçe, belki de ben çok fazla adapte olamayacağım ve mevcut bilgim yetersiz kalacak. Belki de gerçekten ilgi duyduğum başka bir alanın peşinden gitseydim, hem daha mutlu olurdum hem de farklı fırsatlar yakalayabilirdim.
Bunları düşünürken, gelecekte her şeyin değişebileceğini, fakat en önemli şeyin bu değişime ayak uydurabilmek olduğunu fark ediyorum. Babamın tavsiyesiyle gittiğim okul, başlangıçta bana bir yön çizmeye çalıştı, ama ben bu yolu kendi bakış açımdan yeniden şekillendiriyorum. Geleceğe dair belirsizlik ve kaygılar olsa da, kendi yolumu bulma çabam her geçen gün daha fazla güçleniyor.